HAKKARİ İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

Tarihte Hakkari

TARİHTE HAKKÂRİ BÖLGESİNİN COĞRAFİ SINIRLARI

Tarihte şimdiki il sınırlarından çok daha geniş bir bölgeye tekabül eden Hakkâri; güneyde Musul, kuzeyde Van Gölü kıyıları; batıda Cizre ve doğuda Urmiye Gölü’ne kadar olan dağlık bölgeyi kapsamaktaydı. Günümüzde Hakkâri tarihi coğrafyasının bir kısmı; Türkiye’de Van ve Şırnak illeri, İran’da Garbı Azerbaycan ve Irak’daDuhok illeri sınırları içerisinde kalmıştır.

Hakkâri ismi ilk olarak Vakıdi’ye (ö: 822) ait eserlerde geçmektedir. Hakkâri bölgesinin merkezi olan Culemerg (Çölemerik) ismi ise ilk olarak ebu’l- Ferec b. Harun el- Meleti olarak bilinen Bar Hebraeus’un (ö. 1286) “Tarih’uz-Zaman” isimli eserinde geçer.

 

HAKKÂRİ TARİHİ

Van Gölü ve Musul arasında bulunan Hakkâri bölgesi tarihin erken dönemlerinden beri insan toplulukları için bir yaşam alanı olmuştur. Hurri kökenli boyların birleşmesi sonucu ortaya çıkan Urartu- Nairi devletleri döneminde yüksek düzeyli bir kültür ve medeniyet ortaya çıkmıştır. Bu döneme ait eserler günümüze kadar ulaşmıştır. İslam’ın yayılmasıyla beraber Hz. Ömer döneminden itibaren Müslüman olan bölge halkı İslam kültür ve medeniyetine birçok katkı sunmuştur. Özellikle Eyyubiler ve Memlukler döneminde farklı alanlarda öne çıkan birçok Hakkârili âlim ve devlet adamı yetişmiştir.

XII. yy’dan itibaren siyasi olarak teşekkül eden Hakkâri yönetimi ile beraber Ortadoğu coğrafyasında varlığı daha fazla hissedilir bir hale gelmiştir. Abbasilerin yıkılışı ve Moğol istilası döneminde Memlukler ile iyi ilişkiler geliştirerek bölgede daha fazla rol oynamaya başlamıştır. XVI. yy’ın başlarında Osmanlı ve Safeviler arasında çekişmenin başlamasıyla Osmanlı Devleti ile beraber hareket eden Hakkâri beyleri edebiyat, mimari, kültür ve medeniyet alanlarında gözle görülür bir ilerleme kaydetmiştir. Bu meyanda bölge emirleri tarafından bölgede birçok medrese, cami vb. yapılar ortaya konulmuştur. Mir İmadeddin, Şerefhan, Pertev Bey vb. birçok Hakkâri beyinin edebiyat alanında ortaya koydukları eserler ile bu durum daha anlaşılır bir hale gelmektedir.

Tanzimat Fermanı’nın ilanı ile beraber ortadan kalkan Hakkâri beyleri çoğu zaman Van ve Hakkâri sancakları olarak Van Vilayeti adı altında Osmanlı idari yapılanması içerisinde yer almıştır. Bu dönemde Şemdinli’nin o zamanki merkezi olan Nehri köyünde Seyyid Taha öncülüğünde kurulan Nehri Tekkesi ile bölgede dini anlamda yeni bir canlanma yaşanmıştır. Bu ailenin mensupları bölge tarihinde önemli roller üstlenmişlerdir. Aynı zamanda Nehri Tekkesi Nakşibendiliğin Halidiye kolunun Anadolu’ya açıldığı bir giriş kapısı hüviyetini almıştır.

Hakkâri bölgesinde Müslümanlar ile beraber önemli bir Hıristiyan, Yahudi ve Yezidi nüfusu da yaşamıştır. Özellikle Nesturi Hıristiyanları bölge kültür, medeniyet tarihinde çok önemli bir role sahip olmuşlardır. Hakkâri’nin Konak Köyü 300 yıldan fazla dünya Nesturilerinin patriklik merkezi olarak varlığını korumuştur.

Birinci Dünya savaşı esnasında Rus işgaline uğrayan Hakkâri bölgesi üç yıl boyunca insansız kalmıştır. Bu süreçte büyük bir yıkıma uğrayan bölge nüfus alanında da büyük ölçüde azalmıştır. Savaşın bitiminden sonra Musul meselesinden dolayı sınır tespiti uzun bir süre sürüncemede kalmakla birlikte 5 Haziran 1926’da imzalanan Ankara Antlaşması ile Türkiye’ye dâhil edilmiştir. Cumhuriyet döneminde 1924 yılında merkezi Çölemerik olarak vilayet haline getirilmiştir. Hakkâri 20 Mayıs 1933’te Van iline bağlı bir ilçe haline getirildiyse de 4 Ocak 1936’da tekrar il yapılmıştır.

Hakkâri’nin sarp ve zorlu bir coğrafyaya sahip olması, tarih boyunca çeşitli imparatorluk ve devletler tarafından yönetim altına alınmasını zorlaştırdığı gibi bağımlılığının da çok yüzeysel kalmasını sağlamıştır. Coğrafyanın bu etkisinden dolayı bölge halkı sosyopolitik olarak aşiretler halinde örgütlenmiştir. Hakkâri bölgesi ile ilgili tarihi veriler en azından X. yy’a kadar oldukça sınırlıdır. Bu durum bölgede çok az arkeolojik çalışma yapılmasından kaynaklandığı gibi bölgenin coğrafyası itibari ile izole olmasından dolayı tarihçi, gezgin ve coğrafyacıların çok az uğradığı bir mekân olmasından da kaynaklanmaktadır. X. yy’dan itibaren bölgede siyasi hareketliliğin artması ile İslam dünyasında Hakkâri ile ilgili bilgilerde gözle görülür bir artış olmuş ve bu durum Hakkâri beylerinin 12. yy’dan itibaren ortaya çıkıp bölge siyasetinde yerini almalarıyla beraber daha da artmıştır. Hakkâri beylerinin; Osmanlı Devleti ve Safeviler arasındaki stratejik konumlarından dolayı iki devlete ait arşiv belgelerinde bölge ile ilgili oldukça fazla tarihi veri yer almıştır. Ayrıca Hakkâri beyleri de kâtipleri aracılığı ile tarihleri ile ilgili eserler yazmaya başlamışlardır. Son olarak Nesturiler ile ilgili çalışmalar yapmak üzere XIX. yy’ın başlarından 1914 yılına kadar Hakkâri bölgesinde bulunan batılı misyonerler tarafından da oldukça zengin bir arşiv oluşturulmuştur.

 

HAKKARİ İSMİNİN MENŞEİ

 

Hakkâri bölgesinin ilk merkezi İmadiye (Duhok’un ilçesi) olarak da bilinen Aşeb kalesidir. Daha sonra ise Culemerg, bölgenin merkezi olmuştur. Hakkâri ismi geniş bir bölge için, Culemerg(Çölemerik) ise bu bölgenin merkezi olan şimdiki Hakkâri kent merkezi için kullanılmıştır. Hakkâri ismi etimolojik olarak “her” ve “kari” kelimelerinden meydana gelmiştir. “Her”, hep anlamında; Kari ise “ebilmek, gücü yetmek” anlamına gelen “karîn” fiili kökünden olup “edebilenler, güçlü, kuvvetli” manasına gelmektedir. Cu-le-merg kelimesi de Cu (su arkı, kanal), le (de, da edatı) ve merg (çayır, mera) kelimelerinin birleşmesi ile oluşmuş olup; su arklarının dolandığı mera anlamına gelmektedir.

 

Bir diğer kaynağa göre Hakkari ismi ; Hakkari yöresinin adına ilişkin ilk bilgilere, 10 yy. Arap tarih ve coğrafya kaynaklarında rastlanmaktadır. Ünlü Arap tarihçisi İbn-i Havkal yöredeki Hakkar (Akar) aşiretinin adına dayanarak Van Gölünün güneyine düşen bölgeyi Hakkariye ( Hakkarların Beldesi)  adıyla anmaktadır. Hakkari kelimesi güçlü,savaşçı , gücü yetebilen anlamlarına gelmektedir. Hakkari aşireti bu gün varlığını sürdüren 12 Ertuşioymağıyla 12 Pinyanişioymağından oluşmaktaydı ( 2003 Hakkari İl Yıllığı).

 

 

KAYNAK: T.C. Hakkâri Valiliği- Hakkari İl Yıllığı (2015)