HAKKARİ İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

Tarım ve Hayvancılık

      Tarım ve Hayvancılık

Hakkâri nüfusun %70’i geçimini tarım ile sağlamakta, tarımla uğraşan nüfusun ise %50’si hayvancılıkla uğraşmaktadır. İlimizin toplam tarım arazisi 61.529 ha olup toplam arazi dağılımında %8.6’lık paya sahiptir. İşle- nebilen tarım arazisi az olduğundan tarla tarımı, meyvecilik ve sebzecilik gibi araziye bağlı tarımsal faaliyetler yeterli ölçüde gelişememiştir. Ancak geniş çayır-meraları ve yüksek yayları ile hayvancılık yapmaya oldukça elverişlidir. Ayrıca arıcılık, su ürünleri yetiştiriciliği gibi tarımsal üretim faaliyetleri de mevcuttur. Yeryüzü şekillerinin yaklaşık %88’ini dağların oluşturduğu Hakkâri’nin kullanılan toplam tarım arazisinin %74,8’i sulanabilmektedir. Yıllık yağış toplamı 748,9 mm olmasına karşın, mevsimlere göre dağılışı dengeli olmadığı için, ilde kuru tarım sistemi hâkimdir. Bitkisel üretim tahıllar üzerinde yoğunlaşmış olup, tahıl yetiştirmede nadas+tahıl sistemi uygulanmaktadır. Tablo 7’de Hakkâri’nin ilçelerinin arazi dağılımı verilmiştir.

Tablo 7’den görülebileceği gibi, Hakkâri ilindeki 714.684 Ha arazinin %34’ü Yükse kova’da, %30’u Merkez’de, %23’ü Şemdinli’de ve %13’ü Çukurca’dadır. Tablo 8’de Hakkâ- ri’nin arazi dağılımı ve Tablo 9’da ise üretilen ürünlere göre tarım arazilerinin dağılımı verilmiştir.

Tablo 8 ve 9’dan izlenebileceği gibi, Hakkâri’de toplam 61.529 hektar tarım arazisi mevcut olup bunun %33.5’inde hububat tarımı yapılmaktadır. Hububat arazilerinden sonra en yüksek oran yem bitkilerine ait olup bunu %13 ile çayır arazileri takip etmektedir. Ayrıca Tablo 9’da belirtildiği gibi tarım arazilerinin %17’si kullanılmamakta ve getirisi yüksek olan endüstri bitkilerinin oranı ise yüzde 1’den daha azdır.

      Bitkisel Üretim

2015 yılı Çiftçi Kayıt Sistemi verilerine göre Hakkâri’de 6.665 adet çiftçi kayıtlıdır. Ayrıca ilde 19.331 adet tarım işletmesi mevcuttur. Bu işletmelerin tamamı aile işletmesidir. İlde tarım işletmeleri genellikle bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte yapmakta ve bu işletmelerin oranı da %88‘yi bulmaktadır. Bu işletmeleri sırasıyla %10,4’ü yalnızca bit- kisel üretim yapan işletmeler ve %1,2’si ise yalnızca hayvansal üretim yapan işletmeler izlemektedir. Tablo 10’da Hakkâri’de yetişen başlıca ürünler gösterilmiştir.

Tablo 10’dan izlenebileceği gibi, Tarla ürünleri içeris inde ilk beş sırayı ekiliş alanlarına göre Buğday, Çeltik, Susam, Arpa ve Fasulye ve almaktadır. Meyve olarak ise en çok elma, ceviz, erik, üzüm, kayısı, nar ve incir yetiştirilmekle olup, bunları diğer meyveler takip etmektedir. Yem bitkileri ise ekim alanına göre en çok Yonca, silajlık mısır, Korunga ve Fiğ şeklindedir. Sebzeler içerisinde domates, hıyar ve karpuz öncelikli ürünlerdendir. Tablo 11’de 2014 yılında gayrisafi üretim değerleri- ne göre ilk on ürünümüz verilmiştir.

Tablo 11’den izlenebileceği gibi, Hakkâri’de tarımsal ürünler içerinde en fazla ekim alanı hayvancılıktan dolayı yem bitkilerine ait olup, bunu buğday, elma, ceviz, domates, üzüm ve hıyar takip etmektedir. Üretim olarak ise ekim alanına paralel olarak ilk sırayı yine yem bitkileri almakta, yem bitkilerini domates, buğday ve ceviz izlemektedir. Üretim değeri olarak ise en fazla getiri yem bitkilerine ait olup 84 milyon TL getirisi vardır. Yem bitkilerinden sonra en fazla getiriler, ceviz, üzüm, domates, elma,hıyar ve buğdaya aittir. En az getirisi olan ürün ise arpadır.

      Hayvansal Üretim

Hakkâri nüfusunun %70’i geçimini tarım ile sağlamakta, tarımla uğraşan nüfusun ise %50’si hayvancılıkla uğraşmakta ve yeryüzü şekillerinin yaklaşık %88’ini dağların oluşturmaktadır. Tarım arazilerinin azlığı, dağlık arazilerin, yaylaların ve meraların çok olması halkı hayvancılığa yönlendirmiştir. Tablo 12’de Hakkâri’deki yıllara göre büyükbaş hayvan sayıları ve Tablo 13’de ise küçük- baş hayvan sayıları verilmiştir.

Tablo 12’den izlenebileceği gibi, Hakkâri ilinde 2010 yılında 28.744 olan büyükbaş hayvan sayısı 2014 yılında 36.691’e ulaşmıştır. Sayının artmasında tarımsal teşviklerin önemi olsa da bu artış yeterli değildir. İlçeler özelinde 2014 yılında büyükbaş hayvan sayısı ise Merkez’de 5.045, Yüksekova’da 19.042, Şemdinli’de 11.339 ve Çukurca’da ise 1.265’tir. En fazla büyükbaş hayvan sayısının olduğu Yüksekova’da sığırın yanı sıra, sınırlı sayıda da olsa manda yetiştiriciliği de yapılmaktadır.


Tablo 13’den görülebileceği gibi, Hakkâri ilinde 2010 yılında 582.864 olan küçükbaş hayvan sayısı 2014 yılında 733.515’e yükselmiştir. İlçeler özelinde 2014 yılında küçükbaş hayvan sayısı ise Merkez’de 189.785, Yükseko- va’da 399.724, Şemdinli’de 131.006 ve Çukurca’da ise 12.994’tür. Hayvancılığın önemli bir geçim kaynağı olduğu Hakkâri’de, küçükbaş hayvancılığı arttırıcı teşvik uygulamaları yerinde olacaktır.

Tablo 14’te Hakkâri ilindeki kanatlı hayvan sayıları verilmiştir. Hakkâri’de kanatlı hayvan olarak; tavuk, ördek, kaz, hindi ve güvercin bulunmaktadır. Kanatlı hayvan sayısı 2014 yılı dikkate alındığı zaman 85.445 olup, bunlardan 73.650’si tavuk, 1.480 tanesi ördek, 1.365 tane- si kaz ve 8.950 tanesi hindidir.

Tablo 15’te 2013 yılında, tarımsal ürünlerin değerine göre en fazla ve en az üretimi gerçekleştiren ilk ve son beş il ile Hakkâri ili verilmiştir. 2013 yılında bitkisel üretim değeri dikkate alındığı zaman özellikle seracılığın yaygın olduğu Antalya ili ilk sıradadır ve Türkiye’nin bitkisel üretim değerinin %8’ini karşılamaktadır. Türkiye’nin “tahıl ambarı” olarak nitelendirilen Konya ili ise ikinci sıradadır ve Türkiye’nin bitkisel üretim değerinin %5.4’ünü karşılar. Konya’yı Mersin, Şanlıurfa ve İzmir takip etmekte ve bitkisel üretim değerleri ise sıra- sıyla %4.6, %4.1 ve %3.9’dur.

2013 yılında hayvansal ürünler değeri baz alındığı zaman Konya ili ilk sıradadır ve hayvansal ürünler değeri Türkiye’nin toplam değerinin %4.9’unu karşılamaktadır. Konya’yı %3.8 ile İzmir, %3.7 ile Balıkesir, %3.7 ile Sivas ve %3.4 ile Erzurum izlemektedir. Burada dikkat husus İzmir ve Konya illerinin hem bit- kisel üretim değeri hem de hayvansal ürünler değeri bakımından ilk beş il içerisinde olmasıdır. Yine aynı yıl canlı hayvanlar değeri en yüksek olan il Konya ilidir ve canlı hayvanlar değeri Türkiye’nin toplam değerinin %5.7’sini karşılamaktadır. Konya’yı %4.3 ile Balıkesir, %3.7 ile İzmir, %2.7 ile Erzurum ve %2.6 ile Van ili izlemektedir. Hakkâri ili ise bitkisel üretim değeri bakımından 75. sırada, hayvansal ürünler değeri bakımın- dan 62. sırada, canlı hayvanlar değeri ba- kımından ise 69. sıradadır ve her üç üretim değeri bakımından Türkiye genelindeki payı %1’den azdır.

 

        Su Ürünleri Üretimi

Hakkâri ilinde, Zap nehri üzerinde kurulu olan alabalık tesisleri faaliyetlerini sürdürmektedir. Merkez ilçede 3 adet ve Şemdinli ilçemizde 2 adet olmak üzere toplam 5 adet Alabalık İşletmesi olup, bunların tamamı aktif durumdadır. Bu işletmelerden Merkez ilçemiz Depin mevkiinde bulunan Alabalık İşletmesi 200 Ton/yıl kapasite porsiyonluk ve 5.000.000 adet/yıl yavru yetiştirme kapasitesine sahiptir. Yine Merkez ilçemiz  Ağaçdibi köyü Çem mevkiinde bulunan Alabalık İşletmesi 110 Ton/yıl kapasite porsiyonluk ve Şemdinli ilçesi Günyazı Köyü Çalışkanlar Mevkiinde bulunan Alabalık İşletmesine 29 Ton/Yıl Kapasite porsiyonluk alabalık yetiştirme kapasitesine sahiptir ve bu işletmelere Bakanlıkça Yetiştiricilik Belgesi verilmiştir. Hakkâri ilinde, balıkçılık kurulu tesisler yoluyla yapılmaktadır ve avcılık yoluyla balık üretimi ise yoktur. Balık üretim tesisleri sadece alabalık üretimine odaklanmıştır. 2006 yılında 12 ton olan alabalık üretimi, 2014 yılında 230 tona çıkmıştır. Bu durum Hakkâri ekonomisi için olumlu bir gelişmedir. Bu bağlamda gerek tesis sayılarının arttırılması gerekse balık çeşitliliğinin arttırılması hatta Hakkâri’nin iki farklı ülkeye komşu olması sebebiyle ihracatının da yapılması ekonomik açıdan katkılar sunacaktır.

Gökkuşağı Alabalığı Üretim Tesisi


Arıcılık ve Ürünleri

Arıcılık, dünyada en eski ve en yaygın tarımsal etkinliklerinden biridir. İlimizdeki zengin florayı değerlendirerek Hakkâri ili ve Ülke ekonomisine katkı sağlamak amacıyla hazırlanan  projelerle arılı kovan dağıtımı yapılarak istihdam sağlanmaktadır. Hakkâri ilinde, özellikle yaylalarda arıcılık için çok önemli olan geven, kekik gibi birçok mera bitkisi, bol miktarda yonca bulunmakta, korunga tarımı ve vadilerde meyvecilikte yoğun olarak yapılmaktadır. Hakkâri ilinin arıcılık için uygun bitki örtüsüne sahip olması ve yaz aylarının serin geçmesi nedeniyle çiçeklenme süresi uzun olmakta ve yaz aylarının her döneminde arıların çiçek ve nektar bulması mümkün olmaktadır. Başta organik bal olmak üzere iyi tarım uygulamaları çerçevesinde doğal bal üretiminin gerçekleştirilmesine yönelik proje çalışmaları yürütülmekte, zengin florayı  değerlendirerek ülke ekonomisine katkı sağlamak için arıcılara, arılı kovan desteği, ana arı desteği ve modern arıcılık malzemelerinin desteklemelerine ilişkin çalışmalar devam etmektedir. Bu çalışmalar sayesinde bal üretimi artmış yurtiçinde birçok şehre tedarik sağlanmaya başlanmıştır. Bu bağlamda bal üretim sürecinde markalaşmanın tesis edilebilirse ekonomik gelir daha fazla artacaktır. Arıcılıkta Hakkâri’de Şemdinli ilçesi öne çıkmaktadır. Burada üretilen bal Şemdinli balı olarak isim yapmıştır ve marka olarak satılan tek baldır.

3

Tablo 17’de, 2014 yılında Hakkâri ilindeki Arıcılık, Ürünleri ve Arıcılık Yapan Köy sayısı verilmiştir. Hakkâri’de Arı Yetiştiriciler Birliğine üye olan 830 çiftçi ve üye olmayan 419 çiftçi olmak üzere toplam 1249 çiftçi vardır. Arı Yetiştiriciler Birliğine üye olmayan çiftçilere ait kovan sayısı 16.481 adettir. Tablo 16’dan görülebileceği gibi Hakkâri’de çiftçi- lere ait toplam 219.830 adet arılı kovan bu- lunmaktadır. Bu kovanlardan 20.531 tanesi eski usul kovan, 199.299 tanesi ise yeni usul kovandır. 2014 yılında 1.330 ton olan bal üretimi, 2014 yılında 1.692 Ton olarak ger- çekleşmiş ve artış kaydetmiştir. Hakkâri’de kamu kurumları aracılığıyla arıcılığın yeni üretim sistemlerine entegrasyonuna yöne- lik olarak yeni projeler hayata geçirilmiştir.

3

       Hizmetler ve Sanayi Sektörü

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin genelinde hizmetler ve sanayi sektörleri hem istihdama katkı sağlaması bakımından hem de milli gelire katkısı bakımından başı çekmek- tedir. Gelişmekte olan ülkemiz Türkiye’de de hizmetler sektörü istihdam ve milli gelire kat- kı bakımından ilk sıradadır ve sanayi sektörü hizmetler sektörünü takip etmektedir. Hizmet kısaca “birinin işini görme veya işini yapma” şeklinde tanımlanabilir. Her türlü ekonomik ve beşeri faaliyetlerin devamlılığını ve verimliliği- ni sağlayan, ekonomiye doğrudan veya dolaylı etki eden ve üçüncül faaliyetleri bünyesinde toplayan hizmetler sektörü, haberleşme, sağlık, eğitim, ulaştırma, iletişim, bankacılık, pazarla- ma, ticaret, turizm, güvenlik, barınma, büro hiz- metleri vb. olarak sınıflandırılabilir.

Hakkâri’de sanayi sektörü ve sanayileşme bu sektörün çıktıları ve bu sektörde istihdam edilen sayısı dikkate alındığı zaman durumun çok iyi olmadığı görülmektedir. Sanayileşme bakımından, Türkiye’de Dünyadaki liberalleşme sürecine para1el olarak 1970-1990 döneminde “ihracata dayalı büyüme modellerinin” ön plana çıkması ile hareketliliğin yaşandığı 20 yıllık dö- nemde, Hakkâri ilinde önemli bir gelişme kay- dedilememiş, kaydedilen gelişmeler ise sınırlı ve genellikle küçük ölçekli olmuştur. Teşvik sisteminin uygulanması ile 2000’li yıllarda kal- kınmada öncelikli bölgeler kapsamına alınması Hakkâri sanayisine pozitif bir katkı sağlamasına rağmen beklenen gelişme sağlanamamıştır. Bu durumu sanayi sektöründe istihdam edilen nüfusun oranıyla doğrulamak mümkündür. Tablo 18’de 2011 yılında İstihdamda ve Gayri Safi Katma Değerde Sektörel Paylar verilmiş- tir. Tablo 18’den izlenebileceği gibi; Türkiye genelinde istihdam; Tarım sektöründe %23.6, Sanayi sektöründe %26.4 ve hizmetler sektö- ründe %50.0 iken TRB2 Bölgesinde (Van, Muş, Bitlis, Hakkâri) ise Tarım sektöründe %38.5, Sanayi sektöründe %21.3 ve hizmetler sektö- ründe %40.2’dir. Yani ilgili bölgede sanayi sek- törü istihdamı Türkiye ortalamasının altında kalmaktadır. 2011 yılında sanayi ve hizmetler sektöründe çalışan sayılarının Türkiye toplamı içindeki payına bakıldığında, TRB2 bölgesi (Van, Muş, Bitlis, Hakkâri) %0.83 değeri ile İstanbul Bölgesi’nin oldukça altındadır ve çalışan sayısı İstanbul Bölgesi’ne göre 36 kat daha azdır. Ülke ekonomilerinde yaklaşık %90’ini teşkil eden bu sektörlerde istihdamın oldukça düşük olması ciddi bir problemdir.

TRB2 bölgesinde (Van, Muş, Bitlis, Hak- kâri) cari fiyatlarla bölgesel gayrisafi katma değerinin sektörel payları Tablo 17’den incele- nirse; hizmetler sektörü 2011 yılında %61,8 ile en büyük payı oluşturmaktadır. Yine aynı yılda sanayi sektörü %23 ile ikinci sırada, Tarım sek- törü ise %15.2 ile son sıradadır. Türkiye genelinde ise 2011 yılında sektörel dağılım; %63.5 ile hizmetler sektörü birinci sırada, %27.5 ile sanayi sektörü ikinci sırada ve %9 ile tarım sektörü son sıradadır. TRB2 bölgesinde tarım  sektörünün oldukça düşük paya sahip olması ve sanayi sektörünün katma değerinin Türkiye ortalamasının altında kalması dikkat çekicidir. Bu bağlamda sanayi yatırımlarının arttırılması ve teşvik edilmesi gerekmektedir.

Tablo 18’de dikkat çeken husus; Hizmetler sektörü TRB2 Bölgesi’nde (Van, Muş, Bitlis, Hakkâri) 40.2% istihdama rağmen 61.8%’lik katma değer üretmiş, Sanayi sektöründe 26.4%’lük istihdama yakın olarak 23%’lük katma değer üretmiş ve tarım sektöründe ise 38.5%’lik istihdama rağmen sadece 15.2%’lik katma değer üretebilmiştir. Bu sonuca göre istihdamın sanayi ve hizmetler sektörüne aktarılması, sanayi yatırımlarının arttırılması ve Tarım sektöründe verimliliği arttıracak uygulamaların hayata geçirilmesi ve modern tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması Hakkâri ekonomisine katkı sağlayacaktır.

Hakkâri ilimizde sanayi işletmeleri olarak; 4 Süt-Yoğurt-Ayran Fabrikası, 5 küp şeker imalathanesi, 1 Gıda Sektörü, 4 un fabrikası, 1 Poşet İmalatı tesisi, 12 ekmek fabrikası, 2 tekstil atölyesi, 7 kum-mıcır üretim tesisi, 1 madeni yağ fabrikası, 1 elektrik üretim tesisi, 5 maden ocağı işletmesi, 4 reklamcılık atölyesi, 2 hazır beton santrali, 1 Pet Su tesisi, 1 biriket üretim tesisi, 6 hazır yemek tesisi, 16 PVC Doğrama Atölyesi, 12 Demir Doğrama Atölyesi, 22 Mobilya Doğrama Atölyesi ve 2 Taş Ocağı tesisi olmak üzere 109 sanayi işletmesi bulunmakta olup, söz konusu işletmelerde 881 kişi istihdam edilmektedir.

Hakkâri’nin dış ticaretinde sektörler incelendiği zaman ise; ithalatında sadece tarım ve ormancılık ve imalat sanayi ithalatı söz konusudur. 36.3 milyon Dolarlık ithalatın 7.9 milyon Doları tarım ve ormancılık sektörünün, 28.3 milyon Doları ise imalat sanayi ithalatıdır. İhracatının sektörel dağılımı incelendiği zaman ise; sadece tarım ve ormancılık, madencilik ve taş ocakçılığı ve imalat sanayi ihracatı söz konusudur. 250.7 milyon Dolarlık ihracatın 3.3 milyon Doları tarım ve ormancılık sektörünün, 11.4 milyon Doları madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün ve 235.8 milyon Doları ise imalat sanayi ihracatıdır.

     Yeraltı Kaynakları

Hakkâri ili bulunduğu jeolojik ve coğrafik konumu nedeniyle maden çeşitliliği ve rezervi yönünden zengin olduğu öngörülen bir ilimizdir. Hakkâri’de yapılan çalışmalar sonucunda titan, krom, kurşun-çinko ve kükürt cevherlerine yönelik bulgular ortaya çıkarılmıştır. Çukurca ilçesinde yapılan çalışmalarda 2 adet kurşun- çinko rezervi tespit edilmiştir. Bu rezervlerden Üzümlü (Deştan) Köyü mevkiinde tespit edilen kurşun-çinko yatağı geçmiş yıllarda işletilmiş olup, sahada eski işletmenin pasa ve cevher kalıntıları gözlenmektedir. Bu nedenle kurşun-çinko oluşumlarına yüzeyde cüruflar halinde rastlanmaktadır. Ancak son yıllarda tespit edilen yeni çinko yatakları bölgenin gelişimine katkı sağlayabilir. Zira bölgede yapılan araştırmalar sonucunda, Türkiye’nin en büyük rezervlerine sahip karbonatlı-sülfürlü   çinko yatakları bulunmaktadır. Bu yataklar oluşumu, kimyası, kaya ortamı gibi özellikleri Kayseri ve Yahyalı bölgesindeki kurşun çinko yataklarına benzer yataklardır. Bilinen çinko yatakları: Üzümcü, Meskan, Karakaya, Akaya, Demirtepe, Haksel, Deştan yatakları olup bu yataklardan şimdiye kadar 100 bin tonun üzerinde ortalama 30% çinko tenörlü cevher üretilmiş ve mersin limanına taşınarak ihraç edilmiştir. Özellikle Zap vadisi boyunca işletilen bu yataklar dışında daha doğuda Şırnak, Uludere ve Beytüşşebap civarında da benzer yatakların bulunduğu tahmin edilmektedir.

Kurşuntepe köyü civarında yer alan kurşun-çinko rezervi ise damar şeklinde olup, aynı zamanda barit de içermektedir. Son yıllarda Hakkâri bölgesindeki karbonat ana kayaçlı Çinko-Kurşun (Zn-Pb) cevherleşmelerine yönelik gerek özel sektör gerek üniversiteler tarafından çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar sonucunda yukarıda bahsedilen Kurşuntepe ve Üzümlü (Deştan) cevherleşmeleri dışında, bölgedeki diğer önemli Çinko-Kurşun (Zn-Pb) yatakları; Meskantepe-Üzümcü, Karakaya ve Akkaya yataklarıdır. Çünkü bölgenin kıvrımlı yapısı, gömülü karbonatlı kayaçlarda gelecekte büyük rezervli sülfürlü veya karbonatlı Zn-Pb yataklarının bulunabileceğini düşündürmektedir. Krom oluşumlarını Yüksekova ilçesinde rastlanmaktadır. İlçede 2 adet rezerv ve bir adet terk edilmiş ocak bulunmaktadır. Yüksekova-Alakan ve Kışlacık Köyü mevkilerinde yer alan krom rezervlerinin toplam görünür+muhtemel rezervi 14.800 tondur. Alakan Köyü krom rezervi tenörünün düşük ve silis içeriğinin yüksek olması nedeniyle ekonomik görülmektedir. 1967 yılında Merkez ilçe, Süngüsun ve Zakambar Dere civarında kükürte yönelik sondaj çalışmaları yapılmıştır. Çalışmalar sonucunda kükürt süblimasyonu ve gaz çıkışları saptanmış olup, gazların derinden geldiği sonucuna varılmıştır. Yüzey verilerine göre gümülü bir cevherleşme olamayacağı saptanmıştır (MTA, 2005).

SONUÇ

Hakkâri ili ticaret, tarım, turizm, madencilik gibi birçok sektörde potansiyeli olmakla birlikte olması gereken yerin çok gerisindedir. Kalkınma Bakanlığı’nca 2012 yılında demografi, eğitim, sağlık, istihdam, rekabetçi ve yenilikçi kapasite, erişilebilirlik ve yaşam kalitesi gibi değişkenlerin kullanılarak yapılan “İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması’na (SEGE) göre Hakkâri iller sıralamasında 81 il arasında 81. sırada yer alması bu sonucu doğrular niteliktedir. Hakkâri’nin iki farklı ülke ile sınır komşusu olması ve bu komşu ülkelerdeki insanlarla akrabalık bağlarının bulunması, doğal olarak ilin ticari hayatına katkı sunma fırsatlarını içinde barındırmaktadır. Ancak sınır ticareti düzeyi ve parasal boyutu mevzuat ve altyapı yetersizliğinden dolayı yeterince gelişmemiştir. Hakkâri coğrafi konumu gereği sınır ticareti için elverişli bir duruma sahiptir. Doğuda İran, güneyde Irak ile sınırları bulunan Hakkâri’de halen sadece İran’a açılan sınır kapısı ticari anlamda faal durumdadır. 1994 yılında 1.sınıf sınır kapısı statüsü kazanan Esendere Sınır Kapısı’ndan sınır ticareti 14451/2008 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde Dış Ticaret Müşteşarlığı tarafından belirlenen esaslara göre onaylanan liste kapsamında yapılmaktadır.

Esendere sınır kapısına ilave olarak, Şemdinli ilçesindeki Derecik ve Çukurca ilçesindeki Üzümlü mevkilerinden birer sınır kapısının Irak’a açılması yönündeki yoğun çabalar nihayet 2011 yılında neticesini vermiştir. Üzümlü ve Derecik sınır kapısının açılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı 12 Şubat 2011 tarihinde çıkmıştır. Üzümlü sınır kapısının ise geçici statüde açılmasına ilişkin İçişleri Bakanlığı onayı 25 Nisan 2011 tarihinde çıkmış olup, 2015 yılında faaliyete geçmiştir. Bu kapıların açılması ve aktif olarak kullanılması bölgede birçok yönden katkı sağlaması beklenmektedir. Sınırın diğer tarafındaki insanlarla Hakkâri halkı arasında var olan tarihi, kültürel ve ekonomik ilişkilerin yanı sıra akrabalık ve aşiret bağları ilişkileri, sınır kapıları yoluyla daha da güçlenecek, böylece sınır kaçakçılığı yerine legal ticaret gelişecektir. Bölgede ticaretin gelişmesi, güvenli bir alanın varlığını zorunlu kılacağından, bölgedeki terör olayları azalacaktır. Ayrıca Türkiye’nin etki alanı genişleyerek bölgesel bir güç olma iddiası kuvvetlenecektir. Sonuç olarak; Hakkâri’de ekonominin yeniden canlandırılması için; öncelikle ekonomik hayatın işleyebilmesi için ön koşul olan barış ve huzur ortamının tesis edilebilmesi, ardından teşvik sisteminde Hakkâri’nin doğu illerinden farklı bir konumda değerlendirilmesi, istihdama yönelik kamu ve özel yatırımların arttırılması, ulaşım ağlarının genişletilmesi, mevcut ulaşım ağlarının yenilenmesi ve havalimanının aktif hale getirilmesi, 2008 yılında kurulan üniversitenin geliştirilmesi, zengin doğal kaynakların değerlendirilmesi ve dış ticaretin arttırılması için alternatif sınır kapılarının hayata geçirilmesi, sürdürülebilir bir ekonomik gelişmenin sağlanabilmesi için oldukça zaruridir.

Bala Yaylası