Adaklar
1. Adak / Nezir / Nezr
Hakkâri’de halen çok yaygın olan adetlerden biri de nezir adaktır. Adak adama değişik vesilelerle yapılır ve değişik şeylerin adanması ve ödenmesiyle gerçekleşir. Bu adet bir yatıra, şeyh û meşayihin mezarına gidilerek yapılabildiği gibi herhangi bir yere gitmeden de yapılabilir.Doğumu yaklaşan bir kadının selametle doğurması, çocuğun selameti, hastanın kurtulması, kayıp olan şeylerin bulunması, düğünün selametle sona ermesi, yola çıkanın selametle dön mesi, gurbettekinin dönmesi, askere gidenin sağlıklı bir şekilde dönmesi, yeni alınan arabanın kazasız ve belasız olması gibi insanın aklına gelebilecek her konuda adaklar adanır. Özellikle çocuğu olmayan kadınlar, çocuk sahibi olabilmek için bir yatıra vemınasıba giderek adaklar adarlar. Adak adayan kişi adağını, bir koyun, bir keçi, birteke, bir koç veya büyükbaş hayvan gibi kesin bir biçimde dile getirir. Bunların yanında para, altın,ekmek, un veya benzeri bir şey de adak olarak adanabilir. Kişi bir dilekte bulunup, dileği gerçekleşirse bir adak adayacağını belirtmişse dileği gerçekleştiğinde söylediği şeyi yapması kendisine farz olur. Buadağı mutlaka yerine getirmesi gerekir. Bu nedenleinsanlar bir adak adadığında bunu varislerine ve aile efradına da söyler ki ona bir şey olursa adağın gereği yerine getirilsin. Adanan şey bir hayvan ise adayan kişi hayvanı kestikten sonra etinin tamamını mutlaka dağıtır.Adağın eti ev ahalisine yedirilmez. Şayet başka bir şey adanmışsa o da tamamıyla dağıtılır. Kimi zaman da adağın maksadının gerçekleşmesi beklenmeksizin adak yerine getirilir ki Allah o dileği kabul etsin. Hakkâri’de çoğu zaman adak niyetine mevlit de adanır.
Kurbanlık hayvanların satıldığı yer.
2. Mevlit
Adak niyetine bir mevlit verec eğini söyleyen kimse, adağını gerçekleştirmek için büyük bir şölen düzenler. Bu şöleni genellikle perşembeyi cumaya bağlayan gece, özellikle de mübarek kandil gecelerine denk getirir. Bu gün öncedenbelirlenir ve konu komşu, hısım akraba, düğüne davet edilir gibi davet edilir. Davet edilmeyen mevlide gitmez. Davetliler çoğunlukla akşam yemeği için çağrılırlar.Yemekler yendikten sonra davetliler edepdairesinde oturur. İmam veya mevlithan, kendiside Hakkârili olan Mela Huseynê Bateyi’nin mevlit adlı eserini baştan sonuna kadar okur.
Hakkâri Folkloru Bu mevlit Kürtçe yazılmış uzun bir mesnevidir.
Süleyman Çelebi’nin yazdığı Türkçe, İbn Hacer’in yazdığı Arapça mevlitten farksızdır. Sadece diliKürtçedir. Zaten molla Hüseyin bu eserini yazdığı 1700’lü yılların başına kadar, burada Arapça mevlit okunurdu. Tahmini olarak 1750 yıllarından itibaren Kürtçe mevlit âdeti yaygınlaşmıştır.Mevlit okunurken veya mevlit okunuşu sona ermeye yakın, misafirlere dağıtılmak üzere odanın ortasına şekerleme, lokum, ceviz, kuru üzüm, incir vb. çerezlikler ve şerbet konulur. Bunun yanısıra buğday, tuz, pirinç vb. kuru gıdalardan da azar azar getirilir ki isteyen misafir gıdalardan alıp evine götürür ve kilerindeki gıdaların içine koyar. Bunun, evindeki zahiresine bereket getireceğine inanılır. Mevlit okunup dualar edildikten sonra misafirlere ortadaki çerezler dağıtılır. İkram edilenlerden herkes bolca alır. İkramlar hem orada yenir hem de evlere götürülür. Yenen bu yiyeceklerin üzerineşerbetler içilir.
Mevlit merasimi bittikten sonra davetliler “Allah kabul etsin. Allah ne muradınız varsa yerine getirsin” diye dua ederek ayrılırlar.Ancak köylerde ve kasabalarda bu tür toplantılar, katılanlar bakımından nasihat ve vaaz dinlemek, uzun kış gecelerini güzel bir sohbetle geçirmek için iyi birer fırsattır. Bu nedenle mevlidin ardından misafirler çoğu zaman oturmaya devam eder ve imam ile cemaat caminin dışında samimibir şeklide uzun uzun sohbet ederler.
Mevlit şöyle başlar;
Hemdê bê hed bo Xudayê ‘alemin
Ew Xudayê daye me dinê mubîn
Em kırîne ummeta xeyru’l-beşer
Tabi’ê wî muqtedayê namıwer
Anlamı ise şöyledir: “Sonsuz hamd, alemlerin Rab’bine olsun; o Rab ki bize tamamlanmış dini vermiş. O cesaret ve güç sahibine tabi kılınmış.” Kürtçe mevlit 18 bölüm, 600 beyittir. Her bölümün sonunda
“Ger dıvêtın hun ji narê bın necat,
Bi ‘eşq û şewqek hun bêjin es-selat”
Yani “eğer ateşten kurtulmayı dilerseniz, aşk ve şevk ile esselat deyin!” beyiti bir nakarat şeklinde okunur ve ardından bütün cemaat hep bir ağızdan şunu okur:
Esselatu vesselamu aleyke ya Resulallah
Esselatu vesselamu aleyke ya Habiballah
Esselatu vesselamu aleyke ya seyyidel evveline ve’laxirin”
Hakkâri ve civarında mevlit, mevlidi okutan kişinin evinde okunur.
3. Burak Kurbanı / Aqîqe
Hakkâri’de çok yaygın olan adetlerden biri de halk arasında “Burak” denilen ama gerçekte sünnettenolan akika (aqiqe) kurbanıdır. Bu kurbanın kesilmesi sünnet olarak addedilir ve büyük çoğunlukla uygulanır. Aileye yeni gelen erkek bebek için iki, kız için bir kurban kesilir. Bu kurban çocuk doğduktan hemen sonra kesilebileceği gibi çocuk 15 yaşına gelinceye kadar herhangi bir zamanda da kesilebilir. Fakat çocuk ergenliğine ulaşmışsa ve hala aqiqe kurbanı verilmemişse, baba kurban vermek zorunda kalmaz.Bu kurbanı verme yükü çocuğun üzerine geçer.Bu nedenle insanlar aqiqe kurbanlarını genellikle kendileri keserler. Özellikle koyun besleyen insanlar daha oğlak ikenbir erkek oğlağı seçer. Bu oğlağın kılları kesilmez,büyütülür. İki yaşını tamamlayıp üçüncü yaşınagiren teke kesilir. Etleri kemiklerden ayrılıncayakadar iyice pişirilir. Etler sökülür, kemiklertoplanıp biraraya getirilir ve toprağa gömülür. Bu tekenin kıyamette yeniden dirileceği ve sahibinisırtına alarak cennete götüreceğine inanılır.Kurbanlık hayvanların satıldığı yer.