HAKKÂRİ DOKUMA ÇEŞİTLERİ
Halı Dokumalar
Yüzü çeşitli desenlerle süslü, yere yaymak, mobilya üzerine sermek ve duvarlara süs olarak asmak için kullanılan yün ya da iplikten yapılmış, kısa tüylü, örme ya da düğümlü, çeşitli büyüklükteki örtüler halı olarak tanımlanmaktadır. Halı çeşitli şekillerde dizayn edilmiş tezgâhlarda dokunur ve dokunurken, kirkit, makas, bıçak gibi aletler kullanılır. Diğer dokumalarda olduğu gibi koyun yününden yararlanılır. Çeşitli evrelerden geçen yün, eğrilerek istenilen renklerde boyanır ve küçük menikler halinde sarıldıktan sonra atılacak düğüm tekniğine göre çözgüler üzerine düğümlenerek halı bıçakları ile kısa havlar halinde kesildikten sonra bir sıra atkı atılır, daha sonra ayarlanmış makaslarla halı yüzeyi düz bir şekilde kesilir. Halılar divan, seccade, yastık, yolluk, heybe, torba, minder, taban halısı gibi çeşitlere sahiptirler. Yörelere göre renk, desen ve motif özellikleri gösterirler. Hakkâri ve ilçelerinde dokunan halılar da bu teknik özellikleri taşımaktadır. Bu yörede aslında zengin bir halı geçmişinin olduğu yaptığımız araştırmalar sonunda ortaya çıkmıştır. Hakkâri ve civarında ortaya konan halılardan bazıları şunlardır.
1. Halı: 120x350 cm. ebatlarındadır. Çözgüler natürel kahverenginde olup, atkı ve havları doğal boyalarla boyanmış yündendir. Kahverengi, siyah, pembe, turuncu renklerden oluşur. Halı zemini 4 madalyon şeklinde kısımlandırılmış olup altıgenlerden meyadan gelen kartuşlar şeklindedir. Kartuşların içleri uğur böceği figürleriyle dolgulandırılmıştır. Bu altıgenlerin kenarları ve içleri baklava dilimli üçgen şekillerle dolgulandırılmıştır. Zeminle bordür arasında kalan turuncu renkli kompozisyon halk arasında Nuhun Gemisi motifi olarak isimlendirilen motiflerden oluşmaktadır. Uzun ve kısa kenar bordürlerinde ise içte yıldız dışta ise yaba (şalök) motifleri yer almaktadır.
2. Halı: Bicar, sınır ülkelerde dokunsa da aslen Kaşuran aşireti arasında yaygın olarak dokunmakta idi. Taban halısı olarak dokunmuştur. Lacivert kırmızı, saman sarısı renklerden oluşur. Zeminin çevresini ince ve uzun kenarlarda geometrik ve bitkisel motiflerle süslüdür. Doğal boya ve el eğirmesi iplerden oluşur. Berdeste (Yastık): Bu halı 60x100 cm. ebatlarındadır. Siyah, lacivert, kırmızı renkler hakim olup, kabartma şeklinde dokunmuştur. Motifler düz dokuma üzerine kabartma olarak işlenmiştir. Kırmızı renkli koçboynuzu motifi zemine hâkimdir. Bu motiflerin içi çeşitli renklerde baklava dilimleri bordürlerde ise çarpı işareti şeklinde motifler yer almaktadır. Seccade: 100x120 cm. ebatlarındadır. Atkı çözgü ve havları doğal boyalı iplerden oluşmuştur. Zemin siyah,kırmızı, lacivert renklerden oluşan cami, minare motifleri yer almaktadır.
Heybe Dokumalar
Binek hayvanlarının üzerine konularak iki taraftan sarkıtılan veya eğer kaşına asılan torba olarak tanımlanan heybeler, bitkisel boyalarla boyanmış, yün çözgü ve atkı iplikleri kullanılarak, cicim, sumak ve kilim teknikleriyledokunurlar. Heybelerin koçboynuzu, yıldız, çengel, gelinlerin çeyizlerini simgeleyen sandık, nazarı, kötü gözü uzaklaştırmak için kullanılan göz küpe motifleriyle süslendiği görülmektedir. Günlük hayatta kullanılan, el sanatları alanında incelenen heybeler, teknik olarak düz dokumalar grubunda yer alan ve halk arasında yaygın olarak kilim adıyla bilinen dokumalar sınıfına girmektedir.Halı, halı-deri, cicim, sumak gibi tekniklerle dokunanörnekleri de bulunmaktadır. Nişanda, düğünde,sünnet törenlerinde içerisine hediyelerin bırakıldığı, çarşıya pazara, bağabahçeye giderken omuzlarda taşınarak içerisine pazardan alınan ihtiyaçların konduğu ve azıkların taşındığı, ayrıca at, eşek üzerine asılarak yukarıda sayılan amaçlara yönelik kullanılan heybeler, Türklerin kültür, sanat ve sosyal hayatında önemli bir yere sahiptir.
Kapı Süsleri
Hakkârililer evlerinin hemen hemen her tarafını dokumalarla süslemiştir. Kapı süsleri; çadırlarda, oda girişlerinde dekoratif amaçla kullanılan dokumalardır. Bunların farklı motifler kullanılarak ortaya konmuş örnekleri mevcuttur.
Bel Kuşakları
Yöresel olarak erkekler tarafından giyilen şal şepikleri tamamlamak amacıyla, çok ince yünden dokunan, doğal boya ile boyanmış iplerden dokunan, farklı motiflere sahip dokumalardır. Günümüzdeki kemerlerin yerini tutmaktadırlar.
Kıl Çadırlar
Çadır, kültürümüzde, günlük hayatımızda ve mimarimizde önemli bir yere sahiptir. Anadolu’da ve İslam dünyasında bazı mimari unsurların oluşmasına örnek olmuştur. Yayla hayatının vazgeçilmez barınağı olmaya da devam etmektedir. Kurulması, taşınması kolaydır, içinde yaşam ferahlık sağlamaktadır. Konar göçerlerin her zaman, her yerde kurabildikleri mekanlardır. Günümüzde hala önemini koruyan kıl çadırlar, Hakkâri’de de yayla mevsimi olan Mayıs ayından Ekim ayına kadar sadece sürü sahipleri değil, yaylaya çıkan herkes tarafından yazlık ev olarak kullanılmaktadır. Çadırları meydana getiren ana malzemeyi yer tezgahlarında, atkısı ve çözgüsü keçi kılından dokunmuş siyah renkli dokumalar oluşturur, keçi kılı yağmur geçirmediği ve güneşte serin tuttuğu için tercih edilir. Yer tezgahlarında bir metre eninde ihtiyaç olduğu kadar uzunlukta dokunan parçalar daha sonra birbirine dikilerek kullanılır. Dokumadaki ipler natürel olup boya kullanılmamaktadır, genellikle yaylada imece usulüyle dokunurlar. Dokuma tezgahları yere çakılarak birbirine çatılmış üç tane ayak ve yere çakılmış kazıklara tutturulan Kapı süsü. levendlerden oluşur, dokuma üç ayağın altına kurulmuş kısımda dokunur ve çözgü iplerinin arasından geçen ipliklerin hareketi mekikle sağlanır. Çadır kurulmadan önce dış duvarları oluşturacak şekilde siterik denilen 1 metre eninde 20-30 cm. yüksekliğinde çamur harçlı ya da harçsız olarak taş temel oluşturulur. Çadırların büyüklüğü ya da küçüklüğü ailenin maddi durumu ve genişliğine göre değişmektedir. Çadırın uzunluğu sütun sayısı ile belirlenir. Sütun sayısı 3 ten 6 ya kadar çıkabilir. Çadırın üstünü oluşturan kısmının alt tarafında "berjen" denilen yuvarlak ağaçlar birbirine bağlanır. Bu bağlara "veris" ismi verilmektedir. "Veris" yünden yapılan örme bir halattır. "Berjen" çadırın ön taraftaki desteğidir. Ayrıca çadırın yanlarında ağaçtan yapılmış "sing" denilen küçük direkler vardır. Bunlar yere çakılarak sabitlenir ve boyları 1.20-1.40 m. civarındadır. "Sing"lerin arasına kamıştan örme olarak yapılan çitler gelir. Üst örtü bu çitlerin yarısına kadar gelir. Çadırın içinde çitlerle bölünmüş mutfak, aile odası ve misafir odası olmak üzere 3 bölümden oluşur, bölme çitlerinin üzeri "mezer" denilen düz dokuma ile ince perde şeklinde kapatılır. Çadırın iç kısmında "mezer"in üstüne kolan şeklinde dokunmuş uçları püsküllü şeritler yerleştirilir. Zemine el dokuması halılar döşenir. Çadırın içinde aile bölümündeen az 3-4 tane "teer" denilen ve sandık göreviniyapan yüklükler bulunur. İçerisine gündelik giyim eşyaları konur. Yemekler özel dokunmuş kare şekilli sofralarda yenilir.Çadırın bir metre uzağında ve mutfağın (amançitik)önüne ocak kurulur. Bu ocak taştan yapılır. Ocağın yanında gömme tandır yer alır. Yemek ve ekmek pişirme işleri burada halledilir.
Kolan Dokumalar
Yörüklerin çadır yapımında kullandıkları 2-6 cm. genişliğinde, yünden dokunmuş, ince, uzun, şerit biçiminde etnografik malzeme olarak tanımlanan kolanlar, Hakkâri ve çevresinde de dokunmakta olup, evdeki eşyaları, hayvanların taşıdıkları yüklerive çocuk beşiklerini bağlamada kullanılır. Bitkisel boyalarla boyanan atkı ve çözgü ipleri yündür ve çarpana tekniğinde dokunurlar. Enleri 8 cm. boyları ise 3-4 metre arasındadır. Kompozisyonları geometrik süslemelerden oluşturulur. Bu süslemeler arasında hayatın zıtlıklarını simgeleyen çengel ve muhabbeti, sevgiyi simgeleyen stilize edilmiş kuş motifleri vardır.Doğu Karadeniz’de kolanlar mevcuttur ve buradadastar olarak adlandırılmaktadır. Yük bağlamada, sırtta çocuk taşımada, bebekleri kundaklamadakullanılmaktadır. Van ve çevresinde de kullanılan "kolanlar" kıl örten olarak isimlendirilmektedir. Ayrıca Güneydoğu ve Orta Anadolu, Azerbaycan, Kırgızistanda da bunları görmek mümkündür.
Parzun Dokumalar
Parzun, kadınların eşya ya da çocuklarını taşımak amacıyla yaptıkları ve sırtlarına bağladıkları bir dokuma türüdür. Yöre halkına göre ise; yaylaya gidiş gelişlerde sadece kadınların sırtlarına bağlayarak içine erzaklarını küçük çocuklarını, "meşk" adı verilen süt kaplarını ve benzeri şeylerikoydukları, canlı renkler ve motiflerle bezenmiş, uçları püsküllü olan, cicim ya da kilim teknikleriyle yapılmış üçgen şeklindeki heybeye benzerdokumalardır. Hakkâri yöresi dışında fazla görülmeyenve genel olarak cicim ve kilim teknikleriyledokunan parzun örneklerinde ağırlıklı olarak doğal boyalarla renklendirilen el eğirmesi yüniplikler kullanılmıştır. Bazı örneklerinde iseyüzeyde süsleme unsuru olarak sim ve boncuğada yer verilmektedir. Zikzak dama, gibi şekillerin bulunduğu dokumalarda bazı kısımlar düz bırakılmıştır. Parzunun uçları renkli püsküllerlezenginleştirilerek bu püsküller itina ile örülmekteve belli sayıdaki iplik parçaları saç örgüsünebenzeyecek şekilde süslenmektedir. Çok değişik kompozisyonlara sahip olan parzunlarda, pıtrak, tarak, suyolu, tarak, eli belinde, göz motifleri yeralmaktadır.
Sofra Dokumalar
Geleneklerimiz arasında sofranın, sofraya saygının yeri oldukça önemlidir. Günümüzde kırsal kesimlerde ve geleneklerine bağlı şehirli kültüründe halen bu durum devam etmektedir. Salonların bir köşesinde yemek masası bulundurulurken, aile kendi içinde yer sofrasında yemek yemektedir.Sofralar genellikle ahşap sofralıklar veya metal sinilerden oluşurken, konargöçer kültüründe, bez, düz dokuma ya da muşambalardan meydana gelmektedir. İran, ırak gibi komşu ülke sınırlarında yer alan Hakkâri ve bu illerimizin yakın çevresinde bulunan yerleşim alanlarında çeşitli boy isimleri ile anılan sofra türü ve diğer dokumalar dikkatle incelendiğinde Orta Asya’dan balkanlara kadar uzanan coğrafyada görülen Türk dünyası motiflerinin kullanıldığı görülmektedir.
Sumak Dokumalar
Sumak, çözgü ipleri üzerine, renkli desen iplerinin çeşitli şekillerde sarılmasıyla elde edilen bir yaygı türüdür. Desenler sarılarak verildiği ve tekrar döndürülüp, aynı desen üzerinde ikinci bir renkli ip geçirildiği için kat kat işlenmiş gibi görünüm verir. Ters tarafında ise, cicim ve zilideki gibi sarkık renkli ipler görünür.
Suzani Dokumalar
Yolluk ya da döşeme kilimi olarak dokunan suzaniler, bitkisel boyalarla boyanmış yün ipliklere cicim ve ilikli kilim tekniğinde dokunmaktadırlar. Bu dokumaların en önemli özelliği bordürlerinin olmamasıdır. Dokumalarda pıtrak, çengel, suyolu, küpe, yıldız ve göz motiflerine yer verildiği görülmektedir.
Tuzluk Dokumalar
Hakkâri kırsal kesiminde yarı göçebe olarak yaşayan Hakkârililerin, hayvanlarını güderken bellerine bağladıkları ve içine hayvanlara yedirecekleri tuzu koydukları, cicim tekniğinde dokunmuş dokumalardır. Bu dokumaların çözgü ve atkı iplikleri yünden olup bitkisel boyalarla boyanmaktadır. Zeminlerini süslemede pıtrak, keçi izi motifleri kullanılmaktadır. Zili (Ziloni) Dokumalar Zili üç veya daha fazla iplik sistemine dayanarak yapılan bir düz dokuma yaygı türüdür. Bazı eski kaynaklarda uzun kilime de "sili" denildiği belirtilmektedir. Yine aynı kaynakların ifadesine göre, "sili- zili" çok sili veya "zili" isimleriyle tanınır. Günümüzde bazı yörelerde "zili", "zilu", "zilani", "ziloni" isimleriyle anılmaktadır. Zili, görünüş açısından cicime benzer bir dokumadır. Ancak, teknik açıdan ondan daha farklıdır. İki kişi tarafından dokunan zili, çözgülerin arasından geçirilen atkı dışındaki, deseni meydana getiren renkli iplerin, çözgülerin arasından 2-1, 3-1 veya 5-1 şeklinde atlatılarak dokunur. Deseni meydana getiren renkli ipler çözgülerin arasından yatay yönde ilerletilir. Bazı örneklerde de, bir sırada deseni tamamlayan ip, ikinci sırada geri döndürülerek boş alanlar doldurulur. Dikey konturlarda ise, üst sıraya dönüş yapan desen tipleri tek çözgü atlayarak ilerler. Bu durumlarda araya iki sıra atkı atılır. Ayrı desen ipleri karşılaştıkları yerlerde birbirine kenetlenerek üst sırada geri dönerler.
At Çulu ve At KoşumTakımları
Arabalara koşulan hayvanların uzluk dokuma. kayış takımı olarak tanımlanan koşum yapılan iş koluna verilen bir isimdir. Bilindiği gibi "paldım" olarak isimlendirilen hayvanı kontrol altında tutabilmek için ağzına takılan demir araç çekmek, yanından geçirmek ve arabanın okuna bağlamak için hazırlanmış dar ve uzun kösele parçası olarak tanımlanabilecek çeki, yan ve ok kayışları yanı sıra hayvanın başlığına ya da tasmasına bağlanan deri şeritler ve gemin uçlarına bağlanarak hayvanı yönetmeye yarayan kayış olarak tanımlanan dizginden oluşan koşumculuk takımları yörede yün iplerden yapılmaktadır.
Bahtiyari Dokumalar
Deve örtüsü olarak kullanılan bahtiyariler; kilim, sumak ve havlı dokuma teknikleriyle meydana getirilir. Genellikle geometrik motiflerin yer aldığı bu dokumalarda gelin çeyizini simgeleyen sandık motifi, zıtlıkları ifade eden çengel motifi ve nazarı uzaklaştırmayı amaçlayan pıtrak motifi kullanılan nakışlardan bazılarıdır.
Beşik Dokumalar
Beşikler, çocukları uyutmak amacıyla dokunan dokumalardır. İlikli kilim tekniği ile dokunmaktadırlar. Beşiklerde yıldız, insan figürleri, suyolu şekillerini görmek mümkündür.
Cicim Dokumalar
Cicim bez ayağı dokumaların üzerine renkli iplerle yapılan ya da farklı tekniklerle dar ve uzun dokunan, kesilen kilim parçalarının yan yana eklenmesiyle oluşan, sergi, örtü, perde vb. çeşitli amaçlar için kullanılan, havsız bir dokuma çeşididir. Arkada yer alan ip uçları serbest bıkakıldığı için dağınık ve sarkıktır. Düz yüzü ise, kirkitle sıkıştırma sırasında dışarı doğru taşar ve kabarık görünür. Hakkâri ve civarında cicim dokumanın sevilerek yapıldığı ve kullanıldığı görülmektedir.