Akarsular ve Vadiler
Denizler ve göller gibi akarsuların da başlıca çekicilik kaynağı, suyun yarattığı estetiktir. Yer şekilleri (kanyon vb.), bitki örtüsü ve çağlayanlarla artan bu çekicilik doğa turizmine konu olurken insanın akarsu kıyılarında yarattığı kültürlerin kalıntıları kültür turizminin ilgi alanı içine girmektedir.
Hakkâri denince akla ilk gelen akarsu şüphesiz ki Zap Suyu’dur. İlin en büyük akarsuyu olan Zap Suyu, sularını Musul’un güneyinde Dicle nehrine taşıyan ve ili kabaca kuzeyden güneye doğru bir istikamette kat etmektedir. Hakkâri şehir merkezine 7 km uzaklıkta bulunan Zap Suyu’nun uzunluğu 310 km’dir. Türkiye sınırları içindeki uzunluğu 189 km olup Hakkâri il merkezinin doğusundan geçer ve güneyde Altın Dağları’nın doğusunda yeniden güneye yönelir. Çukurca İlçesi’nin batısından Irak topraklarına geçer. Başkale Vadisi’nde geçerken aldığı bazı derelerle büyür. Beslendiği en önemli kaynak Karasu olup sırası ile Hakkâri-Van, Yüksekova, Başkale, Örmeta ve Kunin'in sınırlarını belirler. Yağmur, kar ve buzul sularıyla beslenen Zap Suyunun ilkbahar ve yaz başlarında kabaran suları kışın azalır. Ortalama debisi 86,5 m3/sn. ile Türkiye’nin en hızlı akan akarsularından biridir.
Şine Dağı
Zap Suyu başlı başına önemli bir turizm çekiciliği ve su sporları için uygun bir özellik göstermektedir. Akarsu üzerinde rafting, kano ve nehir kayağı gibi su sporlarının yapılması müm kün olduğu gibi, akarsuyu içinden aktığı vad nin görsel açıdan ortaya koyduğu şekiller ile de tam bir açık hava müzesi durumundadır. Ayrıca Zap Suyu boyunca gelişmiş dik ve derin vadiler hem seyir hem de macera arayan turistlere fısatlar sunması açısından oldukça zengindir.
Şemdinli Suyu; Türkiye-İran sınır dağlarından çıkarak batı yönünde 50 km akar ve Irak sınırlarına girer. Robarê Şin Suyu; ise Cilo Dağı’yla Sat Dağı arasında kalan çöküntü havzasının sularını toplayarak Şemdinli suları ile beraber Irak topraklarında birleşerek Büyük Zap Suyu’na karışır. Hacı Bey Deresi; Türkiye, Irak ve İran sı- nırlarının birleşme noktasındaki sınır dağların- dan kaynak alır.
Irak sınırı boyunca güneybatı yönünde hareket eder. Hakkâri il topraklarından çıkm dan önce Irak’tan gelen Rubarı Suyu’nu alır ve Irak topraklarına girer. Irak topraklarından Bü- yük Zap Suyu’na karışır. Hakkâri’de Zap ve Habur akarsuları dışında daha kısa boylu ve daha az su taşıyan akarsular yatakları boyunca küçük alüvyal birikintiler oluşturmaktadır. Genellikle fay ve şaryaj hatlarını takip eden bu akarsular dar ve derin vadiler içinden akarlar. Yukarıda belirtilen akarsuların tamamının yıl içinde akışları mevcuttur. Bunla- rın dışında yağış dönemlerinde akışa geçen geçici akarsular da yer almakta olup çoğunlukla eğim derecesinin azaldığı alanlarda kaybolurlar. Yıl içerisinde sürekli ve geçici olarak akan akarsuların tamamına yakını sularını Dicle nehrine boşaltırlar. Hakkâri’de akarsuların yıl içindeki akışlarına bakıldığında, Nisan-Mayıs kısmen de Haziran ayları suyun en fazla taşındığı aylar olarak karşımıza çıkarken kış mevsimi suyun en az taşındığı dönemdir. Nisan-Mayıs aylarındaki artışın sebebi, eriyen kar suları ve ilkbaharda düşen yağmur şeklindeki yağışlardır.
Cennet-Cehennem Vadisi
Zap Suyu Vadisi doğal peyzajın en renkli olduğu mekânlardan biridir. Özellikle yamaçlar- dan yuvarlanarak düşen kaya parçalarının oluş- turduğu doğal köprüler şeklindeki oluşumlar, yöre halkı tarafından Şeytan Köprüleri olarak anılarak vadiye ayrı bir güzellik katarlar. Vadinin Hakkâri-Irak sınırı arasında kalan bölümü çok özgün bir güzelliğe sahiptir. Vadinin 39’uncu km’sinde Şine Kayalıkları yer almaktadır. Şine yöresinde Beytüşşebap’a giden yolun 110 m’sinde ise Melise Suyu ile Çeman Düzlüğü ve koruluğuna ulaşılır. Bu yöre de yeşilliği ile ilin en güzel yörelerinden biridir.
Hakkâri’nin girişinde Depin olarak adlan- dırılan Zap Suyu üzerindeki köprünün hemen berisinde Helêl Deresi ve Vadisi, yeşillikler içerisinde, sakin bir dinlenme alanı olarak bulunmaktadır. Alabalık üretme çiftliği, alaba- lık lokantaları, dere kenarında Nesturiler’den kalma Helêl Kilisesi ile ceviz ağaçları ve yeşillikler burayı ayrıcalıklı bir yer kılmaktadır. Gerek Hakkâri’ye gelenler, gerekse Çukurca ve Şırnak’a doğru devam edenler burada çoğunlukla mola verirler. Yine Hakkâri’ye 20 km kala bugün Kırıkdağ olarak adlandırılan, eski adı Dêz olan bir vadi bulunmaktadır. Vadiden akan Avaspi suyu, buzullardan kopup gelen coşkulu akışıyla köpük köpük beyaz bir hal alır. Vadi içindeki, bazen yaya bazen araçla ulaşılan tarihi yapılar doğayla tarihi birleştirmektedir. Buradan yaylaya ve Cehennem Vadisi’ndeki buzullara da gidilebilir. Buradan sonra yolculuk yaya olarak devam eder.